DİN KÜLTÜRÜNÜN ÖNEMİ:
Din tarihin bütün devirlerinde ve bütün toplumlarda daima mevcut olan evrensel ve köklü bir olgudur.insana hitap eden ve insan için söz konusu olan din,insanla beraber var olmuş ve tarih boyunca varlığını sürdürmüştür.Din insanlığın vazgeçilmez bir gerçeği olması sebebiyle bundan böyle de varlığını devam ettirecektir.Tarihin hangi devresine bakılırsa bakılsın dinsiz bir toplum görülmemektedir.İnsanlık tarihinin her döneminde din,canlılığını korumuş ve insan hayatının ayrılmaz bir vasfı olma karakterini sürdürmüştür.Bunun da temel sebebi,insanın dini bir varlık olması,başka bir ifadeyle dini duygunun,fıtri (doğuştan gelen)bir özellik olarak insanın kendi öz varlığı hakkındaki şuur ile birlikte ortaya çıkması,bu şuur ile birlikte gelişmesidir.Din duygusu insanın doğuştan beraberinde getirdiği bir duygudur.insan her zaman ve her yerde yüce,kudretli ve ulu bir varlığa sığınma,ona güvenme ve ondan yardım dileme
ihtiyacını hissetmiştir.Bu sığınma ve güvenme duygusu,din ile karşılanmaktadır.Dinin fıtri oluşu Kur'an'da şu şekilde belirtilmektedir."sen yüzünü bir hanif olarak dine,Allah'ın fıtratına çevir ki O, insanları bu fıtrat üzerine yaratmıştır Allah'ın yaratması değiştirilemez"(er-rum30/30).insan, yapısı itibariyle dine muhtaçtır.çünkü insan ruh ve bedenden ibarettir.Bedeni ihtiyaçları karşılamak nasıl bir hayatın gerçeği ise,manevi manevi varlığın devamı da ruhi ihtiyaçlarının karşılanmasına bağlıdır.onun bu ihtiyaçlarını karşılayan en köklü müessese ise dindir.insanın,yüce bir kudretin mevcudiyetini kabul edip ona yönelmesi ,dua ve niyaz ile ona sığınması,doğuştan getirdiği sığınma,güvenme ve bağlanma duygularının en güzel karşılığıdır.Bu güvenme,sığınma ve bağlanma duyguları insanda öylesine köklüdür ki tarih boyunca insanlar şu veya bu şekilde bir kişi,nesne veya varlığa kutsallık ve yücelik nisbet edip bağlanmışlardır.Kendisine yönelinecek,sığınılacak en mükemmel varlık ise şüphesiz kainatın yaratıcısı olan Allah'tır Çeşitli dinlerde farklı isimlerle anılan,çeşitli şekillerde tasvir edilen yüce kudret veya kusal varlıkların özünde bu inanç yatmaktadır.Her şeyi var eden bir yüce kudretin mevcudiyetini kabul edip ona bağlanma insanı kuvvetlendirdiği gibi,dua, niyaz,
ve Allah'a sığınma insanı yüceltir.Din fertleri mukaddes duygu ve alışkanlıklarda birleştiren,toplumları yücelten ve geliştiren bir kurumdur.Din insanlara yön verip,onları iyi ve faydalı şeyler yapmaya yönelten bir hayat nizamıdır.Din aynı zamanda ahlaki bir müessese olarak insanlara yön veren,en mükemmel kanunlar ve en sıkı nizamlardan daha kuvvetli bir şekilde kişiyi içten kuşatan,kucaklayan ve yönlendiren bir disiplindir.İnsanın psikolojik yapı ve yaşayışında karşılaştığı yalnızlık,çaresizlik,korkular,üzüntü ve sarsıntılar,hastalıklar,musibet ve felaketler karşısında ona ümit,teselli ve güven sağlayan en son sığınak din olmuştur.Ayrıca dini yaşayışın insanı ruhi bunalımlardan koruduğu;kendisine ve çevresine karşı daha duyarlı ve dengeli yaptığı bilinmektedir.Dindeki ahiret inancının hem dünya hayatındaki
davranışlarda etkili olduğu hem de insandaki ebediyet duygusuna cevap
verdiği ortadadır.İnsanlığın manevi ve zihni gelişmesinde dinin önemli bir payı vardır. (Diyanet islam ilmihali 1.cilt 6.7.8 sayfalar)